16 Ağustos 2015 Pazar

Karia ile tanışma ...

Tüm yolculukların, öncesi ve sonrasıyla birbirini tamamlayan özgün hikayesi ve de ruhu olduğuna inanıyorum. Yola çıkma fikrinin oluştuğu dönemde ve yola çıktıktan sonra yaşanan deneyimlerde ki bütünlüğün ve özgün ruhun algılanması bir çırpıda güç olsa da biraz deşince gerçeklik gün gibi açığa çıkar.

İşte yeni bir hikaye sayesinde harekete geçme zamanı geldi.

Bu sefer ki hedefim Karia Yolu'ydu. Aşağıdaki şarkı da bu yolun şarkısı oldu benim için ...




Uzun süredir yürüyerek gezme fikri aklımın dehlizlerinde gezine dururken bir anda bir şekilde bir hikayeyle bir yerden patlak verdi ve kendini gerçeklik dünyasına atıverdi.

Dolayısıyla da gerçekliğin üzerine doğru bir yürüyüşte böyle başladı. Ve gerçekliği adı Karia oldu.



Karia Yolu

Yolu yürümeye karar verdikten sonra ilk olarak internet üzerinden Karya yolu ile ilgili olarak hazırlanmış http://www.kariayolu.com/ sitesini inceledim öncelikle. Ardından internet sitesi üzerinden kitap siparişi verip yolu daha detaylı incelemeye karar verdim. Merak edenler için şimdiden belirtmeliyim ki kitabın şuan için piyasada Türkçe versiyonu bulunmamakta dolayısıyla da mecburen sadece İngilizce versiyonunu alınabiliyor. Kitapta yola ilk defa çıkacaklar için öneriler, parkurlarla ilgili detaylı bilgiler ve Karia yolunu kapsayan büyük bir harita bulunuyor. Kitapın büyük kısmını okudum, genel anlamı ile iyi gözüküyor fakat kitapla ilgili sağlıklı değerlendirme tabiki ancak ve ancak kitabın uzun yoldaki verimliliği ile ölçülebilir .

Bu aşamayı geçtikten sonra uzun mesafe yürüşü ile ilgili birşeyler okumak gerekiyordu. İnternette çok sayıda site inceleyip kendimce bilgi edinmeye çalıştım. Okudukça anladığım tek bir şey vardı o da bu iş sanıldığının aksine oldukça ama oldukça komplike olmasıydı.

İşin teorik yükünü kısmi olarak yüklenip pratiğe dönebilmek adına sahaya inmeye karar verdim. Daha öncesinde uzun mesafeli yürüyüş yapmamış olmamdan dolayı kafamda kimi büyük, cevaplanması gereken başlıklar vardı. Bunlar ; uzun yürüyüş sırasında su tüketimi, gıda tüketimi, yol güvenliği, yol işaretlemelerindeki uygunluk en önemlilerinden bazılarıydı.

Sorulara yanıtlar ise ancak gerçekliğin kendisi ile yüzleşerek olabilirdi. Bu yüzden de sırt çantamı kabaca uzun yola çıkacakmışçasına hazırlayarak arabama atlayıp Çine'nin Karpuzlu beldesine gittim.


Karia ile tanışma ...

Karia yolu bu beldede bulunan Alinda antik kentinden başlıyor. Antik kent girişi beldenin içerisinde bulunduğu ve araba park edecek uygun yer pek bulamadığım için oranın yerlilerinin yönlendirmesiyle sonradan Alindanın çıkış kısmı olduğunu öğrendiğim daha yüksek bir yerdeki park yerine arabamı koydum.

Dolayısıyla yürüyüş rotasının geçtiği yaklaşık 1,5 km'lik antik kent kısmını pas geçtim. Arabayı park ettikten sonra otoparkta çalışan güvenlik görevlisiyle ayaküstü sıcak bir sohbete girip civarla ve Karya yolu ile ilgili pratik bilgiler edindim. Arabadan yaklaşık 10 kg ağırlığındaki sırtçantamı alıp başladım yürümeye ...

İlk hedefim görevlinin bahsettiği tabelayı bulmaktı buraya kadar herşey iyiydi ancak tabelayı fotoğraflamaya çalıştığımda farketiğim bir şey vardı. O da telefonumun kamerasını bozulmuş olduğu ya da bozulmaya meylettiği idi. Buraya kadar gelip herşeyi fotoğraflamak varken ilk dakikada golü yemek çok can sıkıcıydı.

Dolayısıyla yürüdüğüm parkur ile ilgili aktarabileceğim çok fazla fotoğraf ne yazık ki yok ancak zorla da olsa alabildiğim kareleri paylaşmak isterim ...

































Karia yoluna ilk defa gidecekler ya da yürüyerek ilk defa uzun yol almayı düşünenlere notlar ...

* Sırtımda 5 litre su, 2,5 kg çadır, tulum, yiyecek, kıyafet, bel çantası ve adımsayar, mp3 player,güneş enerjisi paneli gibi teknolojik aygıtlarla gittim. Sonuç olarak toplam 10 kg yakın ağırlığım vardı.

*Molaları çıkarırsak yaklaşık üç saat yürüyerek 8 km yol kattetim. Tekeler köyüne yaklaştığım düşündüğüm noktadan geriye döndüm. Bu kadar az yürümemin sebeplerinin başat sebebi ise yolda devamlı telefonu düzeltebilmek için sık sık ara vermek zorunda kalmamdı. Bunun dışında işin ruhunu hissettiğimi düşündüğüm anda yolun da süprizini kaçırmamak adına dönüş yoluna koyuldum.

*Yol ile ilgili aklıma takılan başlıklardan olan işaretlemelere değinmek gerekirse işaretlemeler kimi yerlerde oldukça silikleşmiş olsa da fena sayılmazdı. Dikkatli olunursa işaretler yürüdüğüm kısımda oldukça yol göstericiydi. Kimi yerlerde gidilmesi gereken yolları gösterdiği gibi gidilmemesi gereken güzergahı da işaretlenmişlerdi. Her ne kadar kimi zaman yolumu kaybetmeyi başarsam da işaretlemeler oldukça başarılıydı.

*Bu yolu yürümenin dışında bisikletle katetme gibi fütüristik planlarım vardı ancak anladım ki bu yol hiç ama hiç bisikletlik değil. Yol kimi yerlerde oldukça dik olması bir yana, yer yer türlü çeşitli dikenlerin arasından geçmeniz gerekebiliyor (Bu da bisikletseverlere bir dipnot olsun).

*Mevsim yaz, aylardan da Ağustos olduğu gözönüne alınırsa deneme yapmak için bile hiç uygun bir zaman değildi. Deneme yamulma yöntemiyle bunu teyit etmiş olmak acı da olsa pek fazla şansım yoktu. Hava çok sıcak olduğundan t-shirtüm sırılsıklam oldu. Mevsim dolayısıyla genel uzun kollu giyinme önerilerine uymayarak, yola rahat edeceğimi düşündüğüm t-shirt ve şort ile gittim. Ancak yürüyüş parkurunda acı bir şekilde gördüm ki dikenler dallar derken kollarım ve ayaklarım bayağı bir çizildi. Dolayısıyla genel geçer önerilerin doğruluğunu bir şekilde öğrenmiş oldum.

*Kısa bir mesafe yürümüş olmama karşılık çok fazla su kaybettiğimden dolayı devamlı su içmek istedim. Sanırım yaklaşık 2  litre su içmişimdir bu kısa sürede. Mevsim her ne kadar ekstrem bir durum olsa da yolda genelgeçer önerilen  en az 3-5 litrelik su taşıma gerekliliği anlamış oldum.

*Yük taşıma konusunda okuduğum kaynaklarda çok fazla zorluk anlamında bir dipnot yoktu, birkaç yerde "zamanla insan zaten alışıyor" tadında yorumlar vardı. Yine bunu doğrularcasına başlangıçta biraz zorlansam da ardından sırtımdaki yükleri hiç hissetmedim desem yeridir. Mola verdikten sonra yük taşımak çok sıkıntı değil. (Gerçi gerçek bir uzun yol yürüyüşün de bu ağırlık 20 kg'a kadar yaklaşacak olsa da genel kanım adapte olunabileceği yönünde)

Yol ile ilgili paylaşabileceğim, aklıma gelen  kısa ve primitif deneyimlerim bunlar.

Yol sırasında yaşadıklarımı not almak yerine mp3 player'ıma sesimi kaydettim. Bunları da arzu eden olursa, faydalanmak isterse diye  aşağıya ekledim. Hatta yazıdan daha keyifli ve yararlı olacağı kanısındayım. Ses kaydını dinleyenler sadece kayıtlarda bahsettiğim birkaç komik anımı da öğrenmiş olacaklar :)






Deneyimlerim çok basit kaçsa da internette Karia yolu ile ilgili ya da, yürüyüşle ilgili çok fazla yazı bulunmadığımdan, bu basitlikten faydalanmak isteyenler olur belki diyerek paylaşımda bulunmak istedim.

Karia yolu ile ilgili asıl yürüyüş planım 180 km'lik mesafeyi kapsamakta olup bu yürüyüş daha çok simülasyon amaçlıydı. Planda son dakika değişikliği olmazsa yürüyüş, Eylül ayı ortasında, sıcaklar biraz ortadan kalktıktan sonra tek başıma olacak (Tabi katılmak isteyen olursa yol arkadaşlarına da her zaman açığım :) Dolayısıyla uzun yol yürüyüşü ile ilgili ekipman ya da yol ile ilgili araştırma ya da incelemelerim devam ediyor. Yeni birşeyler öğrendikçe paylaşmaya devam edeceğim ...

Bu arada son olarak aklıma gelmişken paylaşayım, yola çıkma ya da yoldaki ruh halleri ile ilgili şu filmi izlemenizi de öneririm. Karia yolu ve yürüyüşe dair şimdilik bu kadar ...